BİLİNMEYEN GERÇEKLER, I. BÖLÜM
13 Kasım 1918 101 numaralı odasından çıktı. Ortası halı serili geniş mermer basamakları indi, duvara asılı büyük ayna ve tabloların süslediği salonun girişinde iki sütunun
13 Kasım 1918 101 numaralı odasından çıktı. Ortası halı serili geniş mermer basamakları indi, duvara asılı büyük ayna ve tabloların süslediği salonun girişinde iki sütunun
“Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı, bir Türk beşiğidir.
O sadece çok iyi bir asker olsaydı, sadece çok iyi bir asker olarak anılırdı. Oysa o, ortaçağ Avrupasının 300 yılda 500’den fazla ilim adamı, sanatkar,
Sir Percy Loraine, İngiltere’nin 1933-1939 Ankara Büyükelçisi. Kahire’de Büyükelçiyken Paris’e tayin olmuş, Atatürk hayranlığı ve genç Cumhuriyet’e olan merakından dolayı Ankara’yı tercih etmişti. Kısa bir
Sabiha Gökçen’e baktı ve “çocuk” dedi, “akşamki yemeğe üniformanı giy, tabancanı beline tak ve öyle gel, sana anlatacaklarım var”. Atatürk aslında Hatay sorununu çözmek için
General Pershing’in Kurmay Başkanı olan General Habord Sivas’ta Mustafa Kemal’le görüştü ve şöyle dedi. “Türk tarihini okudum. Milletiniz büyük komutanlar yetiştirmiş, büyük ordular hazırlamıştır. Bunları
Yusuf Ağa’nın kızıydı Fatma Seher. Nam’ı diğer “Kara Fatma”! Aslında Mustafa Kemal Paşa ile yolları kısa bir süre de olsa kesişmişti Edirne’de. Paşa kısa bir
Senelerden 1934. Atatürk her zaman olduğu gibi müthiş bir öngörüde bulunur. Emperyalist devletlerin planladıklarından çok farklı biten I. Dünya savaşı sonrası kısa sürede yeni bir
“Millî müdafaamızı, düşmanların bayrakları, babalarımızın ocakları üstünden çekilinceye kadar terk edemeyiz. İstanbul mabetleri etrafında düşman askerleri gezdikçe, öz vatan toprakları üstünden yabancı adamların ayakları
O güzel insanın kara tahta başında resmini görmemiş olan pek yoktur. Zaten o resimden sonra lakaplarına bir yenisi daha eklenmiştir. “Başöğretmen”! Düşman, İstanbul’a “gedikleri gibi