Gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum. Muhalefetin yapamadığını yapan liseli gençlere neden destek bu kadar az?
İstanbul Erkek Lisesi öğrencilerinin başlattığı, baskıcı ve yandaş uygulamaları protesto için okul müdürlerine sırtlarını dönmeleri başlayıp bir çığ gibi büyüyen bu hareket karşısında neden herkes “Üç Maymun” durumlarında?
Yaş ortalamaları 17 ve altı olan bu çocukların sırtlarına yükledikleri bu yürekli çıkışı yapmaktan aciz sözde muhalefet partileri neredesiniz?
Gazeteciler, aydınlar, akademisyenler, meslek odaları, bu çocuklar kadar yürekli değil misiniz?
Elinize Bayrak alıp giderek, onların aralarına girerek, protestolarda, sosyal medyada, her imkan ve her durumda gençleri desteklemek vatan borcudur.
Bakın bu Atatürk’ün Bursa’da yaptığı bir konuşmadır.
Türk Genci,devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek”. Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!
Bu konuşmayla ilgili olarak Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, “Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi” adlı kitabında şu yorumu yapar:
“Tarihte bu sözleri söyleyebilen bir başka devrimci çıkmış mıdır? Başında bulunduğu devletin bile ‘zaaf’ içinde olabileceğini düşünen, geleceğin siyasal iktidarlarından kuşkulanabilen, ama gençliğe böylesine ‘sınırsız’ bir güven besleyen, böylesine ‘çek’ veren, gençliği böylesine ‘son çare’ olarak gören bir devrimci yoktur! Ve Atatürk, hem gelecek iktidarlar hem de gençlik konusunda yanılmamıştır.”
Gençlerle son derece yoğun çalışan biri olarak bu konunun ısrarla takipçisi olacağım. Unutulmasın ki “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyerek gelindi bu günlere.