Huzur veren bir sesi, güven veren bir duruşu vardı.
Kızdığında gözlerinin içinde şimşekler çakar, gülümsediğinde ise güneş doğardı.
Zarifti.
Çaktırmamaya çalışırdı ama duygusaldı, romantikti, koca bir yüreği vardı.
Azıcık da utangaç.
Konu Vatan olunca o utangaçlığın yerini ele avuca sığmaz vahşi, çılgın bir ruh hali alırdı.
Doğruydu, dürüsttü.
Cehalete kızardı, haksızlığa sabrı yoktu.
Seni Erzurum’a, Kars’a süreriz diye tehdit ettiklerinde “şerefle, memleketimin her köşesine giderim” demişti.
Boztepe Ocak evinde makinayı kurup kendisini çekmiş bu resmi.
Daha yaşı çok genç.
Karakalem de yapmış aynı kareyi.
Çok genç bırakıp gitti bizi sevgili babam.
Bizim o yaşlara geldiğimizi bile göremeden.
Ama Allah’tan şu yaşadıklarımızı, ülkemin halini, zalimin zulmünü de görmedi.
Kahrından giderdi.
Mekanı Cennet olsun!
Bir Yanıt
Bir baba için yazılan çok yazılar okudum. Duygularınızı ne güzel anlatmışsınız.
” Bizim o yaşlara geldiğimizi bile göremeden” bu sözcükler beni benden aldı.
Ben babamı düşündüm. Aynı duygularla çocuklarımı düşündüm; sevgili eşimi yitirdikten sonra; çocuklarımın babasız kalmanın buruk acısını nasıl taddıklarını düşündüm. Ama ben inanıyorum ki babalar yukarda bir yerlerde bizi görüp; koruyup kolluyorlar.
Sonsuzluğa göc etmiş tüm babaların ruhları şad olsun.