Bu sonuca şaşıran dostlarıma şaşırıyorum.
Aylar öncesinden yazdım yüzdeleri, hatta ben bile cömert davranmisim biraz.
Vay hırsız, arsız, diktatör, demokrasi düşmanı, vatanı böldü, anasını sattı, babasını kesti, oyları çaldı, tehdit etti, satın aldi…
Tamam hepsi çok güzel.
Biz zaten farkındayız bunun.
Farkında olmayan veya umurunda olmayan bir %55 var mi?
Var.
Pekiyi, neden?
Nasıl %45 olabiliyor?
Karımı bile koynuna sokarım, kıskanmam diyen hastalıklı ruhlu kemik bir seçmeni var.
Her devirde olan bir yalaka gurubu, son derece etkili reklam ajansları ve yandaş medya var.
inanılmaz bir devlet desteği, reklam, masraf ve bütçe var. Devletin makam araçları, uçakları, helikopterleri, polis araçlarından belediye otobüslerine kadar sonsuz bir destek gücü var.
Karnını, ailesini doyurmaktan aciz, rüşvetlerde ismi geçen rakamlarının anlamını rüyasında görse anlayamayacak, yeşil karta, aidat, makarna, nohut, kömür ve onlardan gelen yardımlarla muhtaç, bilinçli kimselerce horlanan, aşağılanan, küçümsenen bir güruh var. Elektiriği kaçak kullananların sayısı aidat odeyenleri fazlasıyla geçmiş durumda.
Varoşların yüzde yüze yakın bölümü hazine arazisi ve buralarda yaşayanların %60’i imarsız kaçak yapıda oturuyorlar.
Ömürleri boyunca rüyalarında görseler inanamayacakları makamlara gelen, itibar sahibi olduğunu düşünen, işlerini halledip gemisini yüzdüren bir kalabalık var.
İhalelerden inanılmaz paralar kazanan, bir anda karun olanlar var.
Bu insanların inançlı olduğuna inanan, inançlı insanların küçümsendigini, laikliğin din düşmanlığı olduğunu, onların sayesinde itibar sahibi olduklarını düşünenler var.
Hile var, seçim bölgelerini birleştiren, ayıran, menfaatlerine göre düzenleyen bir iktidar var.
Emir ve komuta zinciri içinde asker gibi çalışan, halkı analiz eden, bu sonuçlara göre yön çizen strateji belirleyen bir örgüt var.
Yine de hepsini toplasanız %45 etmez.
O zaman gözden kaçırdığımız nedir?
Gözden kaçan konuları bazı anket sonuçları açıklıyor.
AKP’ye oy veren seçmenlerin %30’u şunu söylemiş: Başka oy verecek kim var?
Kim var gerçekten?
CHP.
Daha doğrusu Y-CHP.
CHP’de kim var?
Halktan izolesiniz, halkla bulusturalim sizleri, ılımlı İslam diye bir şey yok, Laik Cumhuriyet olarak ortak calisabileceğimiz projeleri anlatın diye Amerika’ya davet ettiğimiz, onların da daveti kabul edip gelip ancak bizim yerimize Fethullah’in adamlarıyla buluşan ve mavi boncuklar dağıtan bir sözde genel başkan.
Gelir gelmez cemaat’le buluşan ve bize “elit kesim” lazım diyen bir gurup.
Başka kim var?
Kürt milliyetçileri.
Başka?
Tek amacı hala Baykal’cı diye adlandırdıkları kişileri yok etmek, seçimleri kaybetmek pahasına CHP adaylarının aleyhine çalışan bir dizi kendini bilmez.
Daha, daha?
Statükocu ve ırkçılığa dayalı bir Atatürk’çü zihniyetinden uzak ortak halkların birlikteliği filan diye konuşma yapan es başkan Tanrıkulu var.
İstanbul adayı?
Sarıgül.
Eh, nokta…
N’apmis Y-CHP?
Düşmanımın düşmanı benim dostumdur demiş gitmiş Hoca’yi kucaklamış.
Kel’in merhemi olsa kafasına surermis.
Hoca’nin gücü iktidarın kilit noktalarına yerleşmiş mevki, makam sahibi kişiler ve bu saadet zincirinden nasiplenen veya nasiplenmek isteyen bir avuç menfaatçi.
CHP ne araştırmaları yapmış bunca senedir?
Geçen seçimlerden bu yana durmadan çalışarak çoğunluğu AKP’nin elinden alan ve onların en kuvvetli oldukları yerde seçim kazanan 3 CHP’li adayı tenzih ederim.
CHP nasıl çözüm önerileri üretmiş?
Taksim olaylarında köşede durup su dağıtsa kahraman olabilecek bu akıl adamlar n’apmis birileri söylesin bana.
Proje üretmişler mi? Halka gidip projelerini anlatmışlar mi?
Hoca’nin tapelerini halka anlatmak dışında herhangi bir plan, proje, güven veren bir sağlık, ekonomik, eğitim konusu, samanı bile ithal eden bu ülkede hayvancılık, ziraat, ne bileyim siz söyleyin herhangi bir konuda hiç aklınızda kalan bir şey var mı?
Fenerbahçe taraftarları veya Beşiktaş ÇARŞI gurubu kadar seslerini duyurabilmisler mi?
Efendim İzmir CHP kalesiymiş.
Halt etmişsiniz.
Sizler daha AKP’ye oy gitmesin diye hak etmediğiniz halde sizi destekleyen sağ duyu sahibi seçmenleri bile doğru tespit etmekten acizsiniz.
CHP böyle.
Başka kim var?
MHP.
Ne dedi Devlet Baba?
Seçime kadar eleştiri yapan vatan hainidir, zaman birlik zamanı.
Tamam, seçim bitti, şimdi konuşalım.
Kendi partisini indirip erken seçimle AKP’yi iktidara taşıyan kim?
Devlet Baba.
Abdullah Gül’ü destekleyerek Cumhurbaşkanı seçen kim?
Aaa, yine Devlet Baba.
Suriye ve İran için tezkerede lehte oy kullanan?
Me-Ha-Pee!
Diktatörce, fütursuzca, fasit bir yaklaşımla zulm edenlerin karşısında şanlı bir duruş gösteren Taksim direnişçilerinin yanında horon tutan, halay çeken Ulkucelere PKK muamelesi yapan kim?
Devlet Baba.
Bırakın merkez sağ oylarına sahip çıkmayı, kendi tabanını bile AKP’ye peşkeş çeken kimdir Allah aşkına?
Me-Ha-Pee ve Devlet Baba.
Baba git otur artık, peskuvit mi yersin, balığa mı çıkarsın, ne yaparsan yap.
Şerefli, doğru bir ismin var, daha fazla zedelenmesin, söylerken bile üzülüyorum.
Nerede o anlı, şanlı Ülkücü Gençlik?
Örgüt nerede?
Eski ulkucelerin yerini almış türkücüler.
Paralel AKP…
İyi de sonuç ne sonuç, n’apcaz kardeşim?
Umarım CHP ve MHP silkinip özüne dönebilir.
Bence sonuç daha doğrusu çözüm yeni olusumdur.
Kim ne derse desin, ortaya çıkacak bir merkez sağ partinin başarı potansiyeli çok daha yüksektir.
İddia ediyorum.
Bilgili, görgülü, saygılı, konuşan, dinleyen, dinletebilen, plan ve projelere değer veren, ekip çalışmasına inanan karizmatik bir lider, ne çok genç, ne çok yaşlı düzgün bir vitrin ve sağlam bir organize ile bu mümkündür.
Denemesi bedava!
