Her iktidar zamanla yıpranır.
Yorulur, eleştirilir.
Kuru pasta, limonatali bir düğün de yapsanız, Dolmabahçe Sarayında Sultan sofrası da kursanız mutlaka beğenmeyen olur, eleştiren çıkar.
Biri oturduğu yeri beğenmez, öbürü müziği, diğeri yemekleri eleştirir, beriki havada ki nem oranını beğenmez.
Ancak siz düğün sahibi olarak gelen insanlara kapıda davetiye sorup, taki ve parayı peşin isteseniz, bazı misafirlere yemek, bazılarına yemek yerine çekirdek verseniz ne olur?
Hatta gece sadece kendinizin dans edeceği bir harmandalı ile devam etse?
Bir daha düğün yapacağım diye herkesi tekrar cagirsaniz gelir mi millet?
Gelir, gelir.
Merak etmeyin bizim millet koşarak gelir.
Çekirdek yerine belki yemek alırız diye yalakalık tavan yapar.
İktidar sarhoş.
Zafer sarhoşu.
İyi örgütlenerek hedeflerine tek, tek ulaştılar.
Laik Cumhuriyet layigini buldu.
Vatan aşkı ile hizmet edenler hapis.
Vatan hainleri zafer çığlıklarıyla karşılandı, şimdi bir kısmı meclisde.
Adalet, emniyet, eğitim, medya herşey, ama herşey kontrolleri altında.
Demokrat Parti “Yeter, söz Milletin” diyerek iktidar olmuştu.
CHP’nin baskılı politikaları karşısında özgürlük diyerek oyları topladı.
Sonra onlar baskıya başladı.
İktidar sarhoşu oldular.
Ders alınsa tarih tekerrür eder mi?
AKP’de son seçimlerde oyların yarıya yakınını almıştı.
Demek bir o kadar da iktidarı desteklemeyen var.
Bunların çoğunluğunu da iktidarı milletten çok ümmetçi görenler oluşturmuyor mu?
Yani taban laikliğe ve Atatürk’un “Bağımsız Türkiye” ulkusune inanan kimselerden oluşturuyor.
Bu halde Atatürk’un kurmuş olduğu altı oklu parti mensupları ve ana muhalefet liderinin ne yapması gerekir?
Öncelik sıralaması yapması gerekmez mi?
Ne yapacak?
Kendisini yenileyecek, geliştirecek.
Bunu yaparken temel ilkelerine sahip çıkarak kendi tabanını koruyacak.
Ekonomi de fena gitmiyor diyerek AKP’ye oy vermeye devam eden vatandaşlara işin aslını anlatacak.
Daha da önemlisi halkla bütünleşerek kuru eleştiri yerine sorunlara çözüm önerileri getirecek.
Medya ile ilgili kendi sesini duyuracak girişimlerde bulunacak.
inanç özgürlüğü konusunda çalışacak, laikliğin din düşmanlığı olmadığını, inançlı insanların da Cumhuriyet düşmanları olmadığını anlatacak, öyle değil mi?
Ne yaptı Kılıçdaroğlu?
Kravat takmadı.
Halkla bütünleşmeyi böyle anlamış.
İran savunma bakanı gibi bir görüntü verdi.
Kafasında kasketi yoktu.
Geçen sefer takmıştı.
Halkçı Ecevit zamanında takmistiya, o bakımdan.
İyi ki gençlerle butunles demedi danışmanları.
Şapkayı ters takip rap müzikle çıksa daha mi iyi olurdu?
Ne diyor Kılıçdaroğlu?
“Türkiye Cumhuriyeti yurtdaslari”.
Yurtdaş Kılıçdaroğlu korkma şöyle.
Türkiye Cumhuriyetini kim kurmuş?
Türk milleti.
Şöyle kardeşim, Türk milleti de.
Vatan’in birliği, bütünlüğü, hukukun üstünlüğü de.
Sayın Öcalan diye konuşan ahmaklara da cevap ver.
Dilini konuşmak senin hakkın de, müziği İngilizce de dinleyebilirsin Kürtçe de.
inancını istediğin gibi yaşarsın de.
De ama sor bakalım PEKEKE tüzüğünü okumuşlar mi?
Al oku kardeşim, dinlesin herkes.
Devlet olana kadar kan dokeceklerini yazıya nasıl dökmüşler anlatsana.
Senin oz kültürüne karışan yok ama bu vatan birdir, beraberdir, bölünmez de, haykir, sesini cikarsana biraz.
Git kardeşim, git Atatürk heykeline çelenk köy.
İzin vermiyorlarmış.
Hasan Tahsin’nin ilk kurşun heykeline çelenk köy kardeşim.
İzin vermiyorlar mi?
Çek kardeşim, çek silahını Hasan Tahsin gibi.
Hiç biri olmazsa kafana doğru tutarsın.
Ya sürükle, ya da iz bırak.
Hiç yoksa senden sonra bayrağı alanlar doğru yürüsün.