Ara
Close this search box.

Deve’nin Boynu Eğri…

Irak için saldırı planları hazırlanırken hep aklımda bu Saddam denilen zekasız giderse yerine kim gelir sorusu takılıyordu.
Sünni yönetim, Şii vatandaşlar, İran destekli guruplar ve tabii en önemlisi Kürt konusu.

Türkmenler’e yapılan zulm ve soykırım hiç gündem maddesi olmadı ama Kürdistan temelleri çekiç güçle beraber atıldı ve bugünlere gelindi. Şimdi Davutoğlu’nun iflas etmiş komşularla sıfır sorun politikası ve Kürt liderlerle Irak hükümetinin haberi olmadan yapılan toplantısı gündemde.

Atı alan Üsküdar’ı geçmiş bir de devlet kurmuş.

Günaydın!

Normalde insan hatalarından ders alır değil mi?
Tabii hatası olduğunu görürse, ya da biri kral çıplak diye bağırıp içeri atılmayı göze alırsa.

Sırada Suriye var şimdi.

İyi de Esad gidince kim gelecek?
Bölgedeki Kürt’ler Irak, İran ve Türkiye’deki Kürtler’le birleşmek istediklerinde?
PeKeKe’nin Meclis’deki kukla başkanı artık bağıra, bağıra söylüyor zaten.
Sen daha kendi meclisinde, kendi topraklarında barışı adaleti sağlayamamışsın, ne işin var öne minute?

Olsun, zararın neresinden dönülse kardır.
Davutoğlu Irak’a gittiyse boşuna gitmedi herhalde.

Ben ne Başbakan ne de kabinenin gerçekten kötü niyetli olduklarını sanmıyorum.
Onlar da Türkiye’nin bağımlı bir kukla olmasını istemezler, mutlaka bölgede başarılı, söz sahibi bir ülke konumunda olmasını isterler.

İsterler de maalesef sadece niyet yetmiyor.
Kapasite bu…

VIP Yolcusu Kalmasın

Artık öyle İslam Cumhuriyeti filan da olmaz, merak etmeyin.
İstanbul Belediye Başkanı ile bugünün Başbakanı arasında çok fark var.
Çok yorulup şikayetlendiğimde dedem “müslümana fazla rahat iyi değil” derdi.
Bunlar rahat ötesi lüks içindeler.

Kazın ayağını gördüler, ufukları açıldı.

Muhalefetsiz bir iktidar başlarını döndürdü.

Adam camii yapıyor, içine bir de VİP salonu koyuyorlar, iyi mi?

Yalaka hacı’lar da saf tutuyorlar beraber.
Papa kıyafetine özenen Diyanet Başkanı nerede?

Sayın Başbakan’im ne güzel secde ettiniz yani.

Yine iyi.

Ben imamlık yapar bir de kendi adına hutbe okutur diye korkmuştum neme lazım.

Cehennem ateşi yüzlerine vurdukça söylerler artık, “ama biz vip yolcusuyduk!”.
Aaa, bizde mi yanacağız, vıp kartımız var ama?
Ya da Sırat köprüsü yanına şöyle beş şeritli bir aşma köprü nasıl olur?
VIP’ler için.

Cennet hükmünde bir kararname.

Eski Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkösk, pardon, Özkök de bugün anlatmış gazetecilere. AKP başa geçince bizde tedirgin olduk önceleri diyor.
Ama hiç göründüğü gibi değil, zeki bir adam, hemen anlamış gerçek bir tehdit, tehlike olmadığını.

Bu arada Başbakan’a suikast gibi ağır suçlamaların olduğu Atabeyler Çetesi beraat etti. Tutuksuz yargılanırken de hiç bir yerde ise giremeyen ömrünü Doğu ve Güneydoğu’da pilot olarak sürdürmüş Murat Eren pazarlarda şu satarak yaşamını idame etti.

Ne oldu suçsuzluğu ortaya çıkınca? Cemaat borazanları özür mü diledi?
Bunların Allah bir dediğine inanır mısınız?

Neyse bunların bir misyonu vardı, hacıyla hoca bir olup askeri saf dışı ettiler iyi de asker ne yaptı?

Özkök askerini ziyaret etti mi?
Sahi Özkök hiç kimseyi ziyaret etti mi?
Silah arkadaşlarını filan?
Şu an Genelkurmay Başkanı olan zat gibi o da kimseyi arayıp, geçmiş olsun filan demedi mi yoksa?

Hala benim suçum nedir kardeşim, niye beni tutuklu yargılıyorsunuz diye haykıran vatanseverlerin sesleri duyrulmuyor.

Sonra ne demiş deve?
“Nerem düzgün ki?”

Kaya Boztepe
New York.
3 Ağustos 2012

“Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa,
bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir.
Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk
bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir.
Meclislerin öyle kararları olabilir ki,
bu kararlar ulusun yaşamına
giderilmesi olanaklı olmayan
zararlar verebilir.”

Mustafa Kemal Atatürk

Bu yazıyı paylaş:
Facebook
Twitter
LinkedIn
Kaya Boztepe

Kaya Boztepe

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir