Ara
Close this search box.

Hani Artık Darbe Olmazdı?

Tebrikler Hocam.
Bravo Hacim.
Bugüne kadar yapılan en başarılı darbedir bu.
Ne 27 Mayıs, ne 12 Mart ne de 12 Eylül.
Hoca’yla Hacı bir araya geldi en başarılı darbeyi gerçekleştirdi.
Her şey onların iki dudakları arasında.
Kelam buyruğumdur.

 

Bakın sivil darbe adaletine:

 

Belgelerin sahte olduğu gösterildi.
3000 sayfalık bir raporla çok net bir şekilde 1. Ordu’dan çalınan seminer belgelerine bu planların sonradan eklendiği ispat edildi.
CD üzerinde yazı ve imzaların ajandadan kopya edilip imza makinasıyla nakledildiği ispat edildi.
Sözde Balyoz belgesinde yer alan planların 1999 senesinde Cemaat’in yayın organı Aksiyon’da yayınlandığı ispat edildi.
Polisin alakasız yerlede hatta ihbar edilen yerlerde değil, herhalde Allah tarafından malum edilmiş adreslerde elleriyle koydukları gibi, pardon, elleriyle koymuşlar gibi buldukları bilgisayarların imajlarını, kopyalarını almadıkları, yani bu tarihten sonra, isteyenin, istediği değişikliği yapabildiği bir ortam oluştuğu ispat edildi.

Gizliliği ön planda tutulan sözde darbe planlarında herkesi bir birine isimleriyle hitap ettiği, tarihlerin tutmadığı, suçlamalara hedef olan bir çok kimsenin iddia edilen tarihlerde o görevlerde olmadıkları, suçun işlendiği iddia edilen tarihten, belgelerin bulunuşundan “önce” bazı polis ve savcıların müneccim gibi henüz ortaya çıkmamış belgelerle ilgili sorular sordukları ispat edildi.
Bilgisayarı olmayan bir gemi sefer halindeyken bu gemide görev yapan ve aynı tarihlerde yurt dışında olan bir çok kimsenin iddia edilen toplantılarda olmadıkları ispat edildi.

Bazı bilgisayarlarda yer alan yazı karakterlerinin iddia edilen tarihlerde henüz piyasaya bile çıkmamış olduğu ispat edildi.
İspat edilmeyen veya anlaşılamayan ne var?

Gece yarısı bulunarak teslim alınan binlerce sayfalık belgelerin daha bulunduğu bile haber olmadan bazı “taraf”ların tüm detaylarıyla sözde belgeleri nasıl bulup, aynı gece içinde nasıl okuyup ertesi sabah gazetelerinde nasıl yayınlayabildikleri anlaşılmadı mesela.

 

Daha ne anlatayım ki?
İddianame ile suçlanan, sözde belge yüzünden tutuklu bulunan insanların savunma hakları gaspedilmiş, suçlandıkları sözde belgeler kendilerine gösterilmiyor, verilmiyor.
Böyle bir saçmalık dünyanın neresinde vardır?

 

-Hırsız bu atın içeri.
-Yahu ne hırsızlığı, ben suçsuzum.
-İspat et o zaman hırsız olmadığını.
-Yahu iddiayı ortaya atan sensin, sen ispat et.
-Bak burada elektronik mesaj var.
-Hani bakayım.
-Olmaz sana gösteremem.
-Hukuk?
-Guguk?

 

Kanunlarda da yer aldığı gibi iddia makamı bu sözde belgeleri mahkemeyle beraber savunma makamına da vermeil, sav unma da buna göre hazırlık yapabilmelidir.
Siz daha ne ile suçlandığınızı bilmeden kendinizi nasıl savunabilirsiniz?
Yurt dışında görev yapan adamın koşarak gelip ifade vermesi sonrası mahkemenin aynı şahıs için “kaçabilir” diye tutuklanmasını nasıl izah edersiniz?
Biricik evladının, biricik anasının cenazesine bile gidemeyen, giderse de burnundan getirilen bir zihniyet nerede vardır?
Uçsuz bucaksız, dipsiz kuyu.
Sözde iddianamelerle sürünsün insanlar, sonsuza kadar uzatın, eziyet etmeye devam edin.

 

Bölücü çeteleri kahramalar gibi karşılayın, bedevi çadırları gibi sözde mahkemeler kurup baş tacı yapın, canını siper edip bu bölücülere karşı mücadele edenleri de sahte belgeler, sözde iddianamalerle süründürün.

 

Ne diyordu hoca?
Kimseyi ürkütmeyeceğiz. Sessiz sedasız örgütleneceğiz. Devleti ele geçireceğiz.

 

Eh, buyrun hayrını görün.

 

Kimbilir, belki de gerçekten iyi niyetliydi .
Artık zaten onun da sözü geçmiyor.
Hoca’nın bir ayağı çukurda diyerek yüzüne gülen arkasından menfaat hesapları için çarpışmaya hazır bir güruh var.
Bizim Hacı’da camii duvarına pisledi zaten.
Önce yalakalık yaptı, sonra etrafında olan yalakalara baktı kendini Osmanlı’nın yükseliş döneminde hükümdar halife zannetti.
“Ey Obama” dedi.
Allah’ın sopası hesabı.

 

Şimdi soralım.
Hangi din, hangi inanç yer verir yalana dolana?
Hak yemek, mazlumun ahini almak, eziyet etmek hangi kitapda var?
Muhalefet yok ama hala bir umudum var.
Çünkü şu an Hoca’nın saadet zinciri ile Hacı’nın yalaka ekibi çarpışıyor.
İyi niyetli ve inançlı kimseler bazı şeyleri sorguluyor.

 

Yani?
Kin, nefret ve menfaat hesapları yapan çapsız bir hacı ve hoca’dan arta kalanların oluşturduğu nursuz bir hoca darbesi var ama sırada da kendi iç hesaplaşmaları var.

 

Ah bir de doğru bir muhalefet olsa.

 

Tadından yenmez…

Bu yazıyı paylaş:
Facebook
Twitter
LinkedIn
Kaya Boztepe

Kaya Boztepe

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir