Ara
Close this search box.

FETRET DEVRİ

 

Çok az kimse içinde bulunduğumuz “Fetret Devri” tehlikesinin farkında.

Konuyu biraz açalım.

Daha bir kaç hafta önce İzmir’de silahlar patladı. Selefiler ve Menzilciler birbirlerine girdiler. TSK’de ben o hocanın ardında namaz kılmam kavgası çıktı. Bu arada akape ve küçük ortaklarının oylarıyla Fetö’nün siyasi ayağını araştırma önergesi reddedildi. YAŞ kararları oldukça yaş çıktı.

Şu an son derece zor yetişen milyarlık gemi ve denizaltıları komuta edecek komutan bulmak için feribot kaptanlarını, savaş uçaklarını uçurmak için de Kamil Koç kaptanlarını transfer etmek durumundayız.

Önce bu konuma nasıl gelindi biraz hatırlatalım.

Akape Fetö ortaklığı ile Laik Cumhuriyet ve Atatürk ilkelerine bağlı tüm şahıs ve kuruluşların yok edilmesi için bir çalışma başlatıldı.

Screen Shot 2019-08-18 at 10.13.36 PM                                                                Screen Shot 2019-08-18 at 10.14.55 PM

Bugün devletin başında bulunan diplomasız şahsın “ne istediniz de vermedik” diyerek yaptığı tarih itiraf öncesi güle oynaya ortak çalışmalar yapan iktidar Fetö’nün internet siteleri kurarak general amiral sırasında olan listedeki albayları karalama politikasını keyifle izledi. Sicillerini bozma, Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davalarla beraber tasfiye hızlandırıldı.

Cemaatin en yakınlarında yer alan, ağlamaktan sorumlu sözde bakan Arınç isimli şahıs utanmadan, sıkılmadan Türkiye bağırsaklarını temizliyor diyebildi. Askerlerin askeri mahkemeler yerine sivil mahkemelerde yargılanmalarının önünü açmak için Fetö tavsiyeleriyle kanuni düzenlemeler yapıldı.

Böylece toplu davalar açıldı. Davaya bakan hakim ve savcıları ele geçirdiler. Kendisini bu davaların savcısı olarak tanımlayan devletin başındaki diplomasız şahıs, insanların hayatlarını karartan, yalanla, dolanla, yatak odalarına kadar giren hainlerin altına kendi zırhlı araçlarını gönderdi.

Cemaat referandumla beraber yargıya tamamen hakim oldu ve tasfiye başladı.

Polis Akademisi başta olmak üzere devlet daireleri, sahte sınavlar ve her türlü rezillikle tek tek ele geçirilmeye başlandı.

Zoraki emekli edilen Osman Başıbüyük komutanı dinlemek lazım. Asker kıyıma uğradı. Emekli edilenler şanslıydı. Geride kalan gençler rütbeli ağabeylerinin komutanlarının başlarına gelenleri gördükçe çekinceleri de arttı ve ayrılmalar da başladı. Hatta bu ayrılmaları da hızlandırmak için mecburi hizmet süresi yine Fetö tavsiyeleriyle 15 seneden 10 seneye düşürüldü. Böylece ayrılma süreci daha da hızlandı. Askeri okulları ele geçiren FETÖ, insanları eleyip kendi adamlarını pilot yapmaya başladı. Darbe girişimi sonrası pilot kalmadı. Osmanlı’dan gelen gelenek ve köklü tarih bir anda silindi ve Harp Okulları sözde üniversite oldu. Kasaptaki ete soğan doğramayan sözde GK Başkanı Hilmi Özkök başta olmak üzere, gerekli dirayeti gösteremeyen İlker Başbuğ, arkadaşları isifa ederken her türlü gelenek, görenek ve teamüllere göz yumarak hak etmediği makama gelip cemaatin önünü açan Necdet Özel, dünyada kendi ordusu tarafından teslim alınan tek komutan olan ve hala ne olup bittiğini meclise anlatmamış hükümet yalakası Hulusi Akar sayesinde süreç son derece hızlı ilerledi.

Önce İKK iftiralarla, istihbarata karşı koyma grubu ve GATA’daki doktorlar yüzlerce subaya uçuş izni vermemek için sağlam raporu vermemeye başladılar.

Tasfiye başlayınca ayrılmalar da başladı

Neden FETRET dönemi?

Başlık konusunu yine zorla emekli edilen, yüzlerce, binlerce pilot yetiştirmiş Osman Başıbüyük komutana borçluyuz.

Birinci Fertet dönemi bilindiği gibi Yıldırım Beyazıt sonrası Osmanlı’nın toparlanma sürecidir. Ankara Çubuk ovasında karşılaşan Moğol İmparatoru Timur ile Osmanlı Sultanı Yıldırım Beyazıt’in hazin hikayesi bir ders konusudur.

Ankara Esenboğa havaalanı ismi Isenbuga’dan gelmektedir. Isenbuga, Timur’un fillerini komuta eden komutanın adıdır.

Screen Shot 2019-08-18 at 10.01.36 PM      Screen Shot 2019-08-18 at 10.07.50 PM

Yıldırım Beyazıt’ın müthiş bir taktisyen ve çok iyi yetişmiş bir hükümdar olduğu bilinir. Bir noktadan diğerine inanılmaz süratle gidebildiği için de “Yıldırım” ismini almıştır. Son derece akıllı bir taktit ile Mürted civarında Timur’u kıstıran Yıldırım tam vurucu darbeyi indirmek üzereyken bazı beyliklerin bir anda saf değiştirerek Timur’un ordusunun yanına geçer.

Savaş bir anda dönmüştür. Yıldırım Beyazıt hiç beklemediği bir hamle ile sırtından hançerlenmiştir ancak yiğit bir komutandır. Yanında kalan son 300 kişiyle kanının son damlasına kadar savaşır. Esir düşer. Büyük oğlu Mehmed, kuşatmayı yarıp, diğer şehzadeleri de yanına alarak kurtulur.

Yıldırım’ı esir eden Timur gözlerini kör edip onu fil sırtında Anadolu’da gezdirmek ister. Önce Akşehir’e sürgüne gönderilir. Yıldırım Beyazıt burada yüzüğünün içindeki zehiri içerek hayatına son verir.

Kuşatmanın yapılıp Yıldırım Beyazıt’ın esir düştüğü ovanın ismi Mürted kalır. Yani “özünden dönen”!

Aynı seneler sonra Mürted’i ele geçiren FETÖ’cüler gibi.

Dönek!

Aslını, kardeşini sırtından bıçaklayan.

Timur Orta Asya’ya dönerken ardında kuvvetli bir devlet bırakmak istemiyordu. İşte bu yüzden Anadolu’yu şehzadeler ve beylikler arasında böldü. Kardeş kardeşe savaş açtı. Önündeki zorlukları teker teker aşan Sultan Mehmed Çelebi Anadolu’da birliği sağladıktan sonra oturdu ve lalasıyla konuştu.

Neden diye sordu, nasıl böyle bir şey olabilir?

Sultanımızı nasıl sırtından bıçaklayabildiler?

Osmanlı Balkanlara hakimdi ancak Selçuklu Beylerini Osmanlı Bayrağı altında bir arada tutan aşiret ve tarikatlardı.

Timurdan güç alan bazı Beylikler Osmanlıya karşı saf değiştirdiler. Bunu yaparken en büyük güç şeyhler, şıhlar ve tarikatlardı. Onlardan gelen emir her şeyin üzerindeydi.

Aynı “ağbi” ya da “imam” olduğu için Yüzbaşı ya da Astsubay’dan emir alan Albaylar gibi! Çelebi Mehmed askerlerin tarikat ve aşiret bağlantısını koparmak için “devşirme” sistemini getirdi. Bu sistem Fatih Sultan Mehmet’in babası Sultan Murat Han zamanında resmiyet kazandı. Çocuklar alınıp kabiliyetlerine göre enderunda bürokrat ya da asker ocağında yeniçeri olarak eğitiliyorlardı.

Bunların sahibi devletin kendisiydi. Arkalarında onları kollayacak veya kullanacak bir aşiret ya da tarikat yoktu. Sadrazamların kafasi kesilse kimsenin sesi çıkmıyordu çünkü onlar devletin adamıydı.

Screen Shot 2019-08-18 at 10.06.31 PM                                                                  Screen Shot 2019-08-18 at 10.04.19 PM

1826’da yeniçeri ocağı yozlaşıp kaldırılınca tarikatlar tekrar iş başına geçtiler.

Sultan Hakan dedikleri Abdülhamit zamanında Osmanlı tek kurşun sıkmadan dünyanın toprağını kaybetti. İkinci fetret dönemi de budur.

Araplaşan, tarikat ve cemaatlerin elinde oyuncak olan bir devlet vardı.

Kul olmaktan birey olmaya, ümmet’den devlete geçişle beraber Milli Mücadele sonrası ikinci Fetret dönemi sona erdi. Ortadan kalkan liyakat geri geldi.

1922’de padişahlık sona erdi. 1923’de genç Cumhuriyet hummalı bir çalışma içindeydi. Eğitim, ticaret, ziraat, sanayi, sanat, sağlık, aklınıza gelebilecek her konuda disiplinli, inançlı idealist bir çalışma vardı. At nalına çakacak çivisi olmayan ülke 10 senede dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olmuştu. Şeriat kalkmış, modern hukuk gelmiş, tekke, zaviye, cehalet devri sona ermişti. Devlet tarikat ve cemaatlerin elinden geri alınmış ve inanılmaz bir şüratle gelişmeye başlamıştı.

Yozlaşma Demokrat Parti’nin tarikatlara göz kırpmasıyla başladı ve akape döneminde en güçlü konumuna ulaştı.

  1. Fetret dönemini de şimdi yaşıyoruz.

Halk aç gezerken kolunda 50.000 dolarlık çantayla gezen, Amerika’da, İngiltere’de en büyük ve sosyetik dükkanları kapatan “first lady”!

Screen Shot 2019-08-18 at 10.22.08 PM                                                             Screen Shot 2019-08-18 at 10.18.58 PM

Saraylar, hanlar, hamamlar, uçaklar, helikopterler, binlerce koruma ordusu, şatafat, israf ve yandaşcılık. Halk soğan alacak para bulamazken sarayın bahçelerinde yerden ısıtmalı sistemle yetişen hurma ağaçlarından yemiş yemek.

Hayvanat Bahçesi müdürünün Tübitak Başkanı yapılıp kuran dinletilen fasulyelerin çabuk gelişmeleri hakkında yapılan çalışmalar, din adı altında her türlü kepazeliğin yapılması, çocuk gelinler, ırza geçenler, kadına şiddet olayları ve kadının bir mal gibi görülmesi, halkın bir tarafına koyan yandaşların karunlar gibi zenginleşmesi, hukuğun guguk olması, her şeyin, ama her şeyin, hırslarına hakim olamayan kindar bir diplomasızın iki dudağının arasında olması.

Kalkışmayı kim yaptı? Nereden emir aldılar?

Fetö’nün bankasında hesap açanlar hapse atıldı, Fetö’nün önünü açanlar Cumhurbaşkanı danışmanı yapıldı. Fetö’nün siyasi ayağını ortaya çıkarmak için verilen gensoru bizzat akape ve küçük yandaşın oylarıyla reddedildi.

Neden?

Şu an TSK dağılmış, yeni bir yapılanma sürecine girmiş durumdadır. Şu an ara sınıflara öğrenci alınmaya başlandı. Daha önceden atılanlar geri alınmakta, laik düşünce yapısında olanlar elenip örümcek kafalı zihniyet hüküm sürmektedir.

Fetö gitmiş yerine Göto gelmiştir. Fetö’nün yurt içinde gizli, yurt dışında açık açık örgütlenmesi devam ederken boşalan deliklere diğer cemaatler yerleşmeye başlamıştır.

Kurtuluş zor ancak imkansız değildir.

Örgütlenmek, öncelikle muhalefeti ele geçirmek sonra da zaten kendi kendine parçalanma sürecine giren bu iktidardan kurtulmak imkansız değildir.

Bunca hain, bunca satılmışa rağmen!

ÜmitSİZSİNİZ!

 

Screen Shot 2019-08-18 at 10.09.37 PM                   Screen Shot 2019-08-18 at 10.12.53 PM

Screen Shot 2019-08-18 at 10.11.08 PM

 

 

 

Bu yazıyı paylaş:
Facebook
Twitter
LinkedIn
Kaya Boztepe

Kaya Boztepe

2 yanıt

  1. Sizinle her zaman gurur duydum Kaya Bey.gene harika bir yazi sunmuş hakikatleri açıklamışsınız.Elinize ve gönlünüze sağlık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir