Ara
Close this search box.

Eşek Gözlü

Screen Shot 2018-06-26 at 9.03.46 PM Screen Shot 2018-06-26 at 9.03.12 PM    Screen Shot 2018-06-26 at 8.53.01 PM

Beni en çok güldürdüğü gün dün gibi aklımda.

“Bana yalan tööledin” diye seslendi.

“Hayrola” dedim.

“Kimselel benim doğumgünümü filan kutlamıyol” dedi.

Cadılar Günü doğmuştu, 31 Ekim’de.

7 yaşına kadar insanların kendi doğumgününü kutlamak için kıyafetler giyip kutlamalar yaptığı kanısındaydı.

Tabii benim de katkılarımla.

7 yaşında uyandı.

Her zaman olduğu gibi çatık kaşlarıyla keskin keskin bakıyordu.

“Evet” dedim, “daha dur, Noel Baba, Diş Perisi filan da yok”!

“Biliyoluz” dedi.

“Biliyolsan dişini yastığın altına koyup sabah para araman neden” diye sordum.

Ama o sırada benden daha sinirli olduğu annesi vardı gündeminde.

Beni bırakıp ona seslendi.

“Hiç palto giymiç Tüpermen olul muymuç? Ne biçim Tüpermen”!

Hava soğuk olduğundan akşamüstü Cadılar Bayramı şeker toplama faslı için sağlam bir pazarlık söz konusuydu.

Birader, palto giymiş Süpermen de olmazdı yani!

 

Beni en çok düşündürdüğü gün inadıyla tanıştığım gündü.

Henüz 3 yaşında.

Ceza verdim.

Git tuvalete otur ve ne yaptığını düşün dedim. Girdi tuvalete oturdu ve kapıyı ittirip kapattı.

10 dakika, 15 dakika!

Hiç ses yok.

Merak ettim açtım kapıyı.

Kaldırdı başını çatık kaşlarla baktı bana. “Düşündün mü” diye sordum.

“Hayıl” dedi. “Hala düşünüyolum, lütfen kapıyı kapat”!

Korkmuştum!

 

Beni en çok duygulandırdığı an dün gibi aklımda.

Hasta yatıyorum, gitti üzerime battaniye getirip serdi.

Yaşı ya 5 ya da 6.

“Aferin” dedim, “yaşlanınca da böyle bakacak mısın”?

“Olması geleken bu” dedi. “Çucukken siz bize sonla biz size bakacağız”

“Afferin kerata” dedim, unutma bunu bak hatırlatırım”!

“Gelek yok ben unutmam” dedi.

 

Beni en çok korkuttuğu an dün gibi aklımda.

Paris LaFayette’de annesi ve ablası tuvalete gittiler. Bu da bana “susadım” dedi.

Sırt çantamı yere koydum, didikledim ve matarayı bulup çıkardım.

Topu, yopu 20 saniye.

Kafamı kaldırdım oğlan yok!

Bir an ölüyorum sandım, sırtımdan soğuk bir ter boşaldı.

20 saniye!

Bir yere gitmiş olamaz, buralardadır diye düşünüp hemen gidebileceği yerlere doğru koşturdum.

Yok!

Bulduğumda nasıl bir ceza versem diye geçmiyor insanın aklından.

“Ah bir bulayım da” diyerek inançlı bir kişiliğe bürünüp, yukarıdakiyle pazarlık etmeye başlıyorsunuz.

Bu arada arkamdan önce bazı çığlıklar sonra da kahkaha sesleri yükseliyor.

Ne oluyor diye döndüm baktım ki ne göreyim!

Bizim hırt el ele tutuşmuş bir aile görüntüsü çizen anne, baba ve iki çocuk cansız mankenlerin arasına girmiş, kendisi de manken gibi hareketsiz duruyor. Sonra tam birileri geçerken “Hiyaa” diye insanlarn önüne atlıyor!

Birden canlanmış bulunan mankeni karşılarında gören insanlar önce bir çığlık atıyor peşinden kahkahalar.

Yaradan kendi çocuğunu boğmamak için farklı bir güç veriyor!

 

Adam hep organize, hep planlı.

Yatmadan önce kapıdan bakıyorum sanki yerde biri yatıyor, halının üzerinde.

Gömlek, pantalon, şapka, kemer!

Hazırlayıp bakmış, itinayla yere sermiş.

 

En çok gurur duyduğum anlardan biri dün gibi aklımda.

Profesyonel seviyede müthiş futbol oynadı.

Futbol yerine üniversiteyi seçince hepimiz sevindik ama futbol her zaman hayatının bir parçası.

Yaşı 14.

Müthiş bir oyun çıkardı.

Hem gol pası verdi hem de biri kornerden 2 gol attı.

“Pis solak” diye dalgamı geçiyorum.

Ben her seferinde heyecandan kamera, telefon ne varsa elimden attığım için arkadaşlardan rica ederdim video çeksinler diye.

Maç sonunda karşı tarafın antrenörü ve hakem bizim antrenöre beni sordular.

Adam bei işaret etti.

Bizim hoca ile bir kez daha Kaan Can’ı işaret edip teyit aldıktan sonra bana doğru yürümeye başladılar.

Şaşırdım, biraz da korktum.

Çok efendi, çok saygılıdır. Hiç numaradan kendini atmaz, haksızlık yapmaz, kavga, küfür yoktur, ne olmuştu acaba!

Hakem ve karşı tarafın antrenörü gelip elimi sıktılar. “Müthiş bir kabiliyet ama ondan da önemlisi, gerçek bir centilmen. Çok saygılı ve nazik bir çocuk, sizi tebrik etmek istedik” dediklerinde söylemek istediklerim boğazımda düğümlenip kalmıştı.

 

“Eşek gözlüm” deyince hemen teşekkür eder bana.

Kapı gibi sağlam, saygılı, insana güven veren duruşuyla, karizmatik, espirili ve yakışıklı oğlum.

 

Önce sağlık!

Sonra da gönlünce, dilediğince mutlu bir hayatın olsun.

Sizlere de sizin gibi evlatlar dilerim.

Mutluluğun en güzeli çünkü.

Doğum günün kutlu olsun!

Bu yazıyı paylaş:
Facebook
Twitter
LinkedIn
Kaya Boztepe

Kaya Boztepe

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir