Baktım pişkin, pişkin sırıtıyor, polis yine orada olacak diye.
Sırıtıyor ama yusuf yusuf sesleri ta buradan duyuluyor diktatörün.
Ne farkın kaldı eleştirdiğin diğer diktatörlerden.
Bu duruma geliş sebebi senin kibirin, Napolyon büyüklüğünde egon ve kapasitesiz muhalefetten kaynaklanıyor.
Yayın yasağı.
Biber gazi.
Orantısız güç.
Çırpın bakalım çırpınabildiğin kadar.
Ulan PKK paçavrası sallayan bölücüleri ayakta alkışlayarak karşıladınız, bu neyin intikamıdır?
Halkın hepsi oraya girip toplansa ne olur?
Biz zulüm gördük, özgürlük istiyoruz diyerek iktidar olmadınız mı?
Sen sadece dini kullananların imamı, Cemaat’in kuklası mısın?
İnançlı insanları Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı gibi göstermeye, Atatürk’çü ve Cumhuriyetçileri ise imansız gibi göstermeye utanmadınız hiç.
Haramı hörgücüyle götürüp müslüman taklidi yapmaya utanmadınız hiç.
Zalimlikle zulüm yapmaya da.
O çocuklar can çekişirken sen pişmiş kelle gibi sırıtarak demeç veriyordun Padişah gibi.
Sen Yüce Divan’da kemküm ederken biz de öyle sırıtırız İnşallah.
Bir çift lafım da Devlet Bahçeli’ye.
Allah en basiretsiz muhalefet lideri olarak Kılıçdaroğlu’nu yaratmış, sonra onu da utandırmak için Bahçeli’yi.
Yazıktır kardeşim.
Demeç veriyor, devlet ile halkı karşı karşıya getirmek isteyenlerin oyununa düşmeyelim diye.
Hangi devlet, devlet mi kaldı?
Hükümet oldu devlet.
Devlet’in Valisi, müdürü, askeri mi kaldı?
Hepsi hükümete çalışıyor.
Sen nasıl bir kafayla demeç veriyorsun?
CHP bile en azından eline bayrağını alıp yürüdü.
Ülkücü gençler Taksim’de Beyoğlu’nda solcu gençlerle halay çekiyor.
Sen buna ses çıkarmayacaksın da neye ses çıkaracaksın?
Bu bir gezi parkı hikayesi değil.
Bu bir baş kaldırı, dikta rejimine karşı bir örgütlenmedir.
Ulusal birlikteliktir.
Titre ve kendine don artık.
Dönmeyeceksen de gölge etme, bırak gençler taşısın o bayrağı.
İnsanların gözündeki yerini kaybetme, kendini de partini de bitirme.
Diktatörün son incisi de “sandıktan başka her yol antidemokratiktir” şeklinde oldu.
Yani basın özgürlüğü, protesto, yürüyüş, imza kampanyası artık aklınıza demokratik olabilecek ne varsa demokratik değilmiş.
Demek ki biz de dağdaki çapulcular gibi yapacağız.
Çünkü onlar makbul.
Demek ki neymiş.
Bundan sonra dişe diş, kana kan.
Oyunun kuralları neyse, ona göre oynayacağız.
Umutluyum bugün.
Başkaldırıya, artık yeter demeye, haddini bil demeye!
İlk adım ilk kurşundür.
O da yolun yarısı.
Hayırlı olsun.
