Tamer Karadağlı erkekçe konuştu ve “hepimiz Tayyip’den korkuyoruz, içeri atılabiliriz” dedi. Bu erkekliği yaklaşık 20 dakika filan sürmüş olmalı ki daha sonra “o büyük bir hatip, o benim Cumhurbaşkanım” dedi.
Sezen Aksu’dan, Kadir Ínanır’a, Yavuz Bingöl’den Şevval Sam’a, isim yapmaya çalışandan gündemde kalmaya çalışanına kadar yalakalar, haddini aşanlar, suyunu çıkaranlar, o kadar çok şey gördük ki alıştık artık.
Benim hâlâ alışamadığım haber programları.
Misal, ‘Aykırı Sorular’ ve Enver Aysever.
Ağzından tükürükler çıkarak boğucu sesler çıkaran bu zat’ı muhteremi izlerken adam herhalde ölüyor diye düşündüm. Sesi kesildi, rengi morardı ve hırıltılı sesler çıkarmaya başladı. Meğer kendi yaptığı espiriye gülüyormuş.
Türkçe yok, ses yok, bilgi yok, karizma yok, ideal yok, yok oğlu yok. Var olan tek şey “aykırılık”.
‘Karşıt Görüş’ ve Balçiçek İlter.
Hatun kişi daha önceden tasarlanmış soruları soruyor, PeKeKe diye kekeleyen terörist eskisi konuşuyor.
Ölü yıkıyıcısı ile ölüleri soyan hırsız kılıklı önemli konukları var, şahane çanak sorular yöneltiyor, kıvamında cevaplar alıyor.Büyük bir hırs ve kin içinde unuttukları cevaplar olursa Balçiçek Hanım hemen devreye girip vermeleri gereken cevapları kibarca hatırlatıyor.
Bunun gibi bir dizi program.
Konuklara baksanız elini sallasan Profesör.
Tesettürü takan biraz da şirret konuşan en makbul konuk.
Bunu başkalarının konuşmasına fırsat vermeyen bademler takip ediyor.
En çok bağıran kazanıyor.
Bir de seslerinin kesilmesine izin verilmeyen konuklar var ki onlar ayrı bağlanıyor.
Erbakan gibi dudaklarını ıslata, ıslata, şapıdata, şapıdata badem, badem konuşuyorlar.
Pekiyi bu tezlerin karşısında kimse var mı?
Çoğunlukla yok.
Varsa da ya kifayetsiz, ya da konuşma fırsatı verilmiyor.
Sunucu hatun soruyu soruyor, içinden 3’e kadar sayıp müdahale ediyor, başka bir soru soruyor ya da tarafsızca dinlemek yerine savunulması gereken yandaş soru yöneltiyor.
“Lan bi sus, dinle” diye kıvranıyorum oturduğum yerden!
Bu sözde sunucuların yanında Ahmet Hakan’ı daha tarafsız olarak izleyebileceğime rüyamda görsem inanmazdım.
Yani neymiş?
Ne olursa olsun sonuna kadar iktidara yalakalık yapın.
Vatan, Millet, Sakarya dediği için afaroz edilenlerden cüzzamlı gibi uzak durun ama el altından haberleşin ki Allah korusun gün olur devran döner, köprüleri yakmayın.
Her devrin adamı olmanın en büyük koşulu buymuş demek.
Yolsuzluk yapanları, hırsızı, uğursuzu savunun.
Türkiye eski Türkiye değil, çağ atladı deyin ve her işe yüksek sesle besmele çekerek başlayın, herkesin görebileceği şekilde önce sağ ayağınızı öne atın.
Özellikle erkekler tuvaletlerde ayaklarını lavaboya sokup her tarafı berbat edecek şekilde ama herkesin görebileceği şekilde abdest almaya özen göstersin.
Cuma’ya gitmiyorsanız da namaz saatinde ortalıklarda görünmeyin.
Hayırlı Cumalar olsun, Allah’ın selamı üzerinizde olsun şeklinde selamlaşmaya dikkat edin, bu çok önemli.
Altın yüzük, alyans filan yok, beyaz, gümüş veya platin olsun.
Aynı renk bir ay yıldız yaka iğnesi uydurmayı da ihmal etmeyin.
Elektrik, su faturalarını ödemeyen, hırsızlık yapan PeKeKe sözde Belediye Başkan’larını, bölücüleri, açık açık devletin altını oyan PeKeKe diye kekeleyen terörist eskisi ahlaksızları halk kahramanı gibi gösterin.
Siz siz olun, Laik Cumhuriyet’e sövün, Atatürk’ü eleştirin.
Demohraasiii diye bağıran, Türkçe özürlü demokrasi düşmanlarını savunun.
Velhasıl iktidar yalakası olun ve bu mutluluk zincirine dahil olun.
Yoksa işiniz zor…