Muhterem Cumhurbaşkanı geçen gün bizlerden özür diledi.
Hem Allah’tan hem milletten.
Allah’ın işine karışılmaz.
Milletin bir ferdi olarak özürlerini kabul ederiz elbette ancak yaptığı hatalardan ders çıkarmasını ümit ederek.
Madem tarihi bir fırsat var bunu hep birlikte değerlendirelim.
Şu tarifi zor hırsınızı, “herşeyin en iyisini ben bilirim ve benim dediğim olur” havalarınızı, kimin kaç tane çocuk yapacağına karar vermek gibi üzerinize vazife olmayan her konuya karışmanızı ve her konuda ama HER KONUDA mutlaka yapılması gerekenin ne olduğunu dikte ettirmek gibi bazı kesimlere son derece ters gelen huylarınızı biraz olsun kontrol altına almaya çalışın.
Siz sadece AKP’nin değil, tüm ulusun Cumhurbaşkanısınız.
O her zaman takdir ettiğinizi ifade ettiğiniz Osmanlı Sultanlarına “Mağrur olma Padişahım senden büyük Allah var” diye bağıran bir ordu vardı.
Bugün size bunu söyleyebilecek kaç kişi var, söyleseler sizin tepkiniz ne olur?
Alaycı olmayın, insanları küçümsemeyin, onları aptal yerine koymayın.
Asırlardır ayakta duran kurumları aceleye getirip iki saat içinde aldığınız kararlarla yıkmayın. Eski hesapları, hırsları, kızgınlıkları bir kenara bırakın lütfen.
Genel Kurmayı Milli Savunmaya bağlayarak darbeden kurtulacak olsaydık 1960 ihtilali de olmazdı. Bugün bir işyerinin bölüm başkanı bile kendi ekibini kurar, iş sahibi gelip dışarıdan alt kadrolara direk emir verirse o işte sıkıntı olur. Askeri disiplin ve emir komuta zinciri sivil irade ile direk komut verecek şekilde bozulursa Milletvekilleri bundan sonra askerleri tayin işlerinde torpil için mesai ayırmaya başlarlar. Ordu da ordu olmaktan çıkar. Zaten moral olarak çökmüş olan bu kurumu daha çok budamak yerine daha da kuvvetlendirmek gerekir.
Kanun ve düzen bireysel olaylara ya da kişilere göre değiştirilmez. Anayasa maddesi kanun hükmünde kararname ile değişmez. Bu konuda uzman olanları dinleyin.
Rant ve dışarıdan akan sıcak para ile ancak sahte mutluluk olur ve kısa sürer. Ülkenin sağlıklı bir ekonomisi olması için teknolojiden tarıma, hayvancılıktan montaj sanayine kadar üretken olması gerekir. Bu da okulları imam-hatip yaparak veya camii sayısını fazlalaştırarak değil, uzman kadrolarla uzun vadeli planlar yaparak eğitime önem vermekle olur.
Yıllarımız bu Cemaat’in ne kadar kötü ruhlu ve tehlikeli olduğunu anlatmakla, onlarla mücadele etmekle geçti. Bizim söylediklerimizi kulak ardı ettiğiniz gibi bu yetmezmiş gibi bir de bizleri cezalandırmaya kalktınız.
Şimdi uyandık diyorsunuz.
Umarım gerçekten öyledir.